Antik Kentlerle İlgili Birkaç Dipnot

Truva

  • Miken (Yunan) uygarlığı ile Hitit uygarlığının arasında kalan Truva şehir devleti, Yunanlılar ile savaşa tutuştuğunda Hititliler ile arasında yapılan anlaşma gereği Hititler bu savaşa dahil olmamışlardır.
  • Şehrin altında bulunan kaynak sularını taşıyan yeraltı kanalları sayesinde şehir kuşatma süresince susuzluk ile mücadele edebilmiştir. Bu kanallar halen mevcuttur. 

Efes



  • Roma İmparatorluğu'nun Roma ve İskenderiye'den sonra en büyük üçüncü kentidir.
  • Efes ipek yolunun sonundadır ve Asya eyaletinin başkentidir. 
  • Roma dışındaki en büyük hamamlar Efes kentinde bulunmakta ve bu hamamlar için gerekli su kanalları ve ısıtma sistemleri için yerin altında ayrı bir tesisat bulunmaktaydı. İkinci bir şehir gibi olan bu kanallar halen Efes antik kentinin altında bulunmaktadır.
  • Efes'in o dönemdeki nüfusunun %30'u köleler ve esirlerden oluşmaktaydı ve önemli bir bölümü de bu tesislerde çalışmaktaydı. 
  • Şehir deniz kıyısında olduğu için tahliye edilen su denize boşaltılıyordu. Bugün deniz nehirlerin getirdiği topraklar nedeniyle şehrin 5 km batısında kalmıştır. 
  • Efes şehri önemi düşünülerek gelişmesi de gözününe alınarak ciddi bir planlama ile tasarlanmış ve büyütülmüştür. 
  • Şehrin merkezinde zengin kişiler insula adı verilen teraslı villalarda ikamet ederken, gelişmiş kanalizasyon sistemi bu evlere kadar ulaştırılmıştır. Bu evler de mozaikler süslemeler mevcuttur. 
  • Şehri temiz su birden fazla kemerle getirilmiş ve dağıtılmıştır. Bu kemerlerden birinin yolu üzerinde tiyatro inşa edilirken kemer tribünlerin altına onu destekleyecek şekilde geçirilmiştir. 

Bergama



  • Şimdilerde 50 bin kişinin yaşadığı Bergama'da, Bergama bir şehir devleti iken 200 bin kişi yaşamaktaydı.
  • Bergama kütüphane ve özellikle Asklepios ile özdeşleşen zamanın en gelişmiş tedavi merkezi olan hastanesi (Asklepion) ile gözde bir merkezdi. 
  • Tedavi için uyuşturucu etkisi olan otlar, su, çamur, telkin ve uyku kullanılıyordu. Otlarla uyutulan insanlara ihtiyaçlarını uykularında tanrıların bildireceği söylenirdi. 
  • Otlarla uyuşturulmuş hastalar akustiği güçlü, içlerinden su akan tünellerde yürütülür ve bu tünellere açılan pencerelerden doktorların telkinleri ile tedavi edilmeye çalışılırdı. 
  • Bergamalı doktor Galen kalbin attığını ve damarlarda hava değil kan bulunduğunu bulan ilk kişidir.

Yorumlar