Hipnoz, Gizli Hipnoz ve Savunma

Hipnoz doğal bir olgudur. Günlük yaşamımızın içinde farkına bile varmadan pek çok kez hipnoza girer, çıkarız. Hipnoz, yaşamımızın içindedir. Çünkü hipnoz, sadece, bilinçli zihnimizin kalkanlarını indirdiği halin adıdır. Hipnoz, bilinçli zihnimizin teslimiyetidir.
  • Kitap okurken, eğer okuduklarınıza ilgi duyuyor ve yazarın yazdıklarını sorgulamaya gerek duymuyorsanız, kolayca hipnoza girersiniz.
  • Televizyon izlerken, eğer izlediklerinizi sorgulamak gibi bir alışkanlığınız yoksa, siz de hipnoza girmek için gönüllüsünüz demektir.
  • Fanatik bir taraftarsanız, tuttuğunuz takımın maçını izlerken hipnoza girersiniz. Çünkü, onu sorgulama gereği duymazsınız.
  • Aşıksanız, hipnozdasınız. Aşık olduğunuz kişiyi sorgulamak, aklınızın ucundan bile geçmez. Aksi halde ona ihanet etmiş gibi hissedersiniz.
  • Tuttuğunuz partinin lideri konuşurken, hipnoz altındasınızdır. Çünkü onun söylediklerini sorgulama zahmetine girmek istemezsiniz.
  • Alışveriş yaparken, satıcıyı ve ürünü sorgulamıyorsanız, hipnoz altına girmeniz bir an meselesidir.
  • Anneler, çocukları ile ilgili konular sözkonusu olduğunda derin hipnoz altındadırlar.

Gizli Hipnoz

Eğer isteyerek ve bilinçli olarak hipnoza girmek istiyorsanız, yöntem ne olursa olsun, bu tamamen sizin tercihinizdir, kendi seçiminizdir. Gizli Hipnoz ise ilgili kişinin bilgisi dışında uygulanan ve o kişinin çıkarlarını kısmen bile olsa olumsuz yönde etkileyebilen bilinçaltı yönlendirme tekniğidir.

Gizli hipnozun pek çok çeşidi vardır. Bunların neredeyse hepsi, bilinçli zihnimizin algılama süzgeçlerini devre dışı bırakma esasına dayanır. 
Gizli hipnozda temel varsayım şudur: Kullanılan yöntem ne olursa olsun, bilinçli zihnin filtrelerinden geçen bütün mesajlar, bilinçaltı tarafından fazla direnç görmeden kabul görür. Bu tür uygulamalar genellikle “subliminal” olarak kategorize edilir.
  • Tekrarlama yöntemi
Reklam panolarında ve görsel medyada en çok yararlanılan tekniklerden biridir. Tekrarlanan görüntüler, o konu ile hiç ilginiz olmasa bile bilinçaltınız tarafından defalarca algılandığı için, siz farkına bile varmadan beyninizde kalıcı bir hale dönüşecek ve size tanıdık gelen bir özellik kazanacaktır. Bilinçaltımız, kendi dağarcığında yer alan bilgilere daha fazla itibar etme eğilimindedir. Reklamı yapılan ürüne gereksinim duyduğunuz zaman, size tanıdık gelen firmayı -daha önce hiç alışveriş yapmamış olsanız bile- sezgisel olarak kendinize daha yakın bulacaksınız.
  • Yirmibeşinci kare yöntemi
Bildiğiniz gibi sinema filmleri saydam resim karelerinin belli bir hızla ve peşpeşe gösterilmesiyle hayat bulur. Bir saniyenin yirmidörtte biri -yaklaşık 41.67 milisaniye- aralıklarla peş peşe gösterilen fotoğraflar arasındaki değişimi bilinçli zihnimiz farkedemez ve parça parça gösterilen bu fotoğrafları aynı görüntünün kesintisiz gösterimiymiş gibi algılar. Özetle, sadece 41.67 milisaniye süresince gösterilen bir görüntüyü, bilinçli zihnimiz tek başına yakalamakta zorlanır. Oysa aynı görüntü, hiç bir engele takılmadan doğrudan bilinçaltımıza ulaşır.

1950′lerde Amerikada bir sinema salonunda yapıldığı söylenen bir deneyde, gösterilen filmin her 24 karesinden sonra “Patlamış Mısır Ye ve Coca-Cola İç” yazılı bir yeni kare eklendi. Belirtildiğine göre film arasında yapılan satışlarda, normal film gösterimlerine kıyasla büyük bir artış elde edildi.

Bu tür uygulamalar “25. kare” olarak adlandırıldı. Daha sonra buna benzer çalışmalar her yerde yapılmaya başlandı ve sonunda yasa dışı ilan edilerek yasaklandı. Buna rağmen, 25. kare uygulamalarının kılıfına uydurularak hala kullanılmakta olduğu bilinir. 

25. kare yöntemiyle elde edilen verilerin aslında düzmece olduğu ve iddia edilen etkilerin gözlenmemiş olduğunu belirten görüşler de bulunmaktadır. Ancak, hızlı okuma çalışmalarımız sırasında deneysel olarak edindiğimiz bilgiler, bu konuda eğitilen kişilerde göz-beyin kavrama süresinin 5 milisaniye düzeyine kadar inebildiğini gösteriyor. Dolayısıyla bunun 8 katı uzunluğundaki bir sürede gösterilen resimlerin bilinçaltı tarafından rahatlıkla algılanabileceğini söyleyebiliriz. Ancak bu durumdan bilinçli zihin haberdar olmak zorunda değil.

Burada sözü edilen 25. karenin tamamen sembolik olduğunu belirtmekte yarar var. Dijital çağın filmlerinde bir saniye içinde gösterilen kare sayısı genellikle yirmidördün çok daha üzerinde. Bu girişimleri, genel görüntüyü bozmadan araya parça eklemek şeklinde algılamak daha doğru olur.
  • Resimlerde Gizlenmiş Ayrıntılar
Pek çok reklam afişinde açıkça görülmeyen yazı ve görüntülerden yararlanılmıştır. Bunlardan pek çoğunu algılamak için hayal gücümüzü epeyce zorlamamız gerekiyor olsa da, bazılarını çok daha kolaylıkla görebiliriz.

Bu tür görsellerde ana tema olarak genellikle “seks” kullanılır. Bazen sadece gizli sözcüklere yer verilirken, bazen da cinsel organların çağrıştırılmasından  yararlanılır. Çünkü seks, eylemlerimizi etkileyen temel güdülerimizden biridir. Çok daha masum görünüyor olsa bile, araba reklamlarında cinsel bakımdan çekici kadınların kullanılması da aslında bir gizlenmiş ayrıntı uygulamasıdır ve gizli hipnoz tanımına uyar. Mesaj erkeklere yöneliktir ve “bu arabaya sahip olursan, böyle çekici kadınlara da sahip olursun” anlamı taşır.

Eğer gizli hipnoza direnmek istiyorsanız, her ne yapıyorsanız yapın, bilinçli zihninizin savunma kalkanlarını açık tutun. Gizli hipnoza direnmek için herşeyi sorgulayın. Çünkü, sorgulamaktan vazgeçtiğiniz an, gizli hipnozun ağına düşebilirsiniz. Çünkü hipnoz çekicidir. Hipnozu yaşamak güzeldir. Hipnoz kolaylıktır. Hipnoz rahatlıktır. Hipnoz altındayken zamanın nasıl geçip gittiğini bile algılamazsınız. Hipnoz size huzur verir. Hipnoz size hazır çözümler sunar. Hipnoz sizi düşünmek, değerlendirmek ve karar vermek zahmetinden kurtarır.Hipnoz, bağımlılık yaratır. Çözüm, tuzağa düşmemek için farkındalığınızı geliştirmektir.



Yorumlar